top of page

Kaygı Bozukluğu ile Baş Etme Yolları: Sakinliğe Giden 7 Etkili Yöntem


kaygı bozukluğu

Zihniniz en kötü senaryolarla mı dolu? Nefesinizin hızlandığını, kalbinizin göğsünüzden çıkacakmış gibi attığını hissediyor musunuz? Günlük hayatın içinde kaygı, hepimizin zaman zaman kapısını çalan bir duygudur. Ancak bu istenmeyen misafir, kontrol edilmediğinde hayat kalitemizi ciddi şekilde düşürebilir.


Kaygı Bozukluğu (Anksiyete Bozukluğu) Nedir?

Kaygı bozukluğu, günlük yaşamda sıradan kabul edilen durumlar karşısında bile yoğun, aşırı ve kalıcı endişe ve korku hissetme halidir. Bu durum, geçici bir stres veya endişeden farklı olarak kişinin iş, okul ve ilişkiler gibi günlük işlevlerini ciddi şekilde aksatabilir.


Temel Özellikleri:

  • Normal Kaygının Ötesinde: Herkeste zaman zaman görülebilen kaygıdan farklı olarak, tepkiler durumla orantısızdır.

  • Kontrol Edilemez: Kişi, yoğun endişelerini kontrol altına almakta zorlanır.

  • Fiziksel Belirtiler Eşlik Eder: Kaygı sadece zihinsel değil, aynı zamanda fizikseldir. Çarpıntı, terleme, titreme, nefes darlığı, huzursuzluk ve uyku bozuklukları gibi belirtiler görülebilir.

  • Kaçınma Davranışı: Yoğun korku yaratan durumlardan kaçınmak temel davranış biçimlerinden biridir.


Neyse ki, kaygıyı yönetmek ve sakinliği geri kazanmak için bilimsel olarak kanıtlanmış, pratik yöntemler var. İşte, bir sonraki kaygı dalgası geldiğinde başvurabileceğiniz 7 etkili baş etme yolu.


1. Nefesinize Odaklanın: 4-7-8 Tekniği

Kaygı, sinir sistemimizi alarm durumuna geçirir. Bu fiziksel tepkiyi durdurmanın en hızlı ve en gizli yollarından biri nefesi bilinçli olarak kontrol etmektir. 4-7-8 nefes tekniği, vücuda "Güvendesin" mesajı göndererek sakinleşmeye yardımcı olur.

Nasıl Yapılır? Sessiz bir yere oturun. Dilinizin ucunu üst ön dişlerinizin hemen arkasına yerleştirin.

4'e kadar sayarak burnunuzdan yavaşça nefes alın.

Nefesinizi 7 saniye boyunca tutun.

8 saniyede tüm nefesi yavaşça verin.

Bu döngüyü 3-4 kez tekrarlayın. Bu teknik, kalp atış hızınızı yavaşlatacak ve zihninizi sakinleştirecektir.


2. Duyularınızı Meşgul Edin: 5-4-3-2-1 Yöntemi

Kaygı, bizi genellikle gelecekteki korkulara veya geçmişteki pişmanlıklara hapseder. Zihninizi şimdiki ana geri getirmek için duyularınızı kullanın. Bu, "temellendirme" olarak bilinen güçlü bir tekniktir.

Bakın: Etrafınızda gördüğünüz 5 şeyi adlandırın (masanın rengi, pencereden görünen bir ağaç, kalemin şekli).

Dokunun: Hissettiğiniz 4 şeyi fark edin (koltuğun kumaşı, ayaklarınızın yerdeki sertliği, giysinizin dokusu).

Dinleyin: Duyduğunuz 3 sesi tanımlayın (klavye tıkırtısı, uzaktan gelen bir araba sesi, kendi nefesiniz).

Koklayın: Fark ettiğiniz 2 kokuyu belirleyin (kahve kokusu, odanın kokusu, sabununuzun kokusu).

Tadın: Ağzınızda hissedebileceğiniz 1 tadı algılayın (naneli sakızın tadı, az önce içtiğiniz suyun tadı).

Bu egzersiz, dikkatinizi içsel korkulardan dış dünyaya kaydırarak kaygının gücünü kırar.


3. Endişe Zamanı Belirleyin

Kaygı, günün her saatinde sizi bulabilir. Onu kontrol altına almanın bir yolu, onun için özel bir "randevu" ayırmaktır. Gün içinde, 15-20 dakikalık belirli bir "endişe zamanı" planlayın. Bu süre dışında, aklınıza bir endişe geldiğinde, kendinize "Bunu düşüneceğim, ama şu an değil, endişe zamanımda" deyin. Bunu bir kağıda not da alabilirsiniz. Bu yöntem, endişelerin gününüzü ele geçirmesini engeller ve onları yapılandırarak kontrolün sizde olduğu hissini pekiştirir.


4. Fiziksel Enerjinizi Yönlendirin: Hareket Edin

Kaygı, vücutta bir enerji birikimidir. Bu enerjiyi harekete geçirerek, vücudunuzdaki gerginliği ve stres hormonlarını atabilirsiniz. Tempolu bir yürüyüş, koşu, evde yapılan basit egzersizler veya esneme hareketleri, "savaş ya da kaç" tepkisini dengelemede çok etkilidir. Egzersiz, aynı zamanda ruh halini iyileştiren endorfin hormonunun salgılanmasını sağlar.


5. Düşüncelerinizi Yeniden Çerçeveleyin: "Peki Ya En İyi İhtimal?"

Kaygılı zihin, felaket senaryolarına odaklanır. Bu düşünceyi dengelemek için, kendinize üç soruyu sorun:

Bu düşüncenin doğru olduğuna dair somut kanıtlarım neler?

Bu duruma dair daha gerçekçi ve olumlu bir bakış açısı ne olabilir?

En kötü ihtimalin yanı sıra, en iyi ihtimal veya en olası ihtimal nedir?

Bu sorgulama, düşüncelerinizin gerçeği yansıtmadığını, sadece kaygıdan kaynaklandığını fark etmenizi sağlar.


6. Kendinize Karşı Şefkatli Olun

Kaygılandığınız için kendinizi suçlamak veya "Bunu neden yapıyorum?" diye düşünmek, durumu daha da kötüleştirir. Kendinize en iyi arkadaşınıza gösterdiğiniz anlayışı gösterin. "Şu anda kendimi kaygılı hissediyorum. Bu duygu rahatsız edici ama geçici. Kendime karşı sabırlı olabilirim" gibi içsel bir diyalog kurmak, duygusal yükünüzü hafifletecektir.


7. Profesyonel Desteği Ertelemeyin

Eğer kaygı;

Günlük işlerinizi yapmanızı engelliyorsa,

Sosyal ilişkilerinizi bozuyorsa,

Panik ataklara neden oluyorsa,

Uyku ve yeme düzeninizi alt üst ediyorsa,


Bu durum, "normal" kaygının ötesine geçtiğinin bir işareti olabilir. Bir psikolog veya psikiyatristten destek almak, kaygının altında yatan nedenleri anlamanıza ve size özel baş etme stratejileri geliştirmenize yardımcı olur. Terapi (özellikle Bilişsel Davranışçı Terapi), kaygıyı yönetmede son derece etkili bir yöntemdir.


Unutmayın, kaygıyı tamamen yok etmek değil, onunla nasıl baş edeceğinizi öğrenmek önemlidir. Bu yöntemlerden size uygun olanları seçin, deneyin ve pes etmeyin. Sakinlik, sizin de hakkınız.

 
 

Klinik Psikolog Çağla Anar

caglaanar1@gmail.com

+90 538 336 60 48

  • Instagram
  • LinkedIn

Online Seanslar 

Hafta içi: 10:00 - 21:00​

Yüz Yüze Seanslar 

(İstanbul Maltepe-İdealtepe)

Perşembe: 16:00-21.00

Cumartesi: 11.00-19.00

(İstanbul Levent)

Çarşamba:  17.00-20.00

Terapi Gün ve Saatleri

© 2025 Klinik Psikolog Çağla Anar. Tüm Hakları Saklıdır.

bottom of page