Her Belirtiyi Ciddi Bir Hastalık Sanmak: Sağlık Kaygısıyla Nasıl Baş Edilir?
- Çağla Anar
- 4 gün önce
- 3 dakikada okunur

Hafif bir baş ağrısı, aniden içinize düşen "Acaba beyin tümörü müyüm?" korkusuna mı dönüşüyor? Karnınızda hissettiğiniz küçük bir guruldama, içinizde "Kesin kanser oldum" sesini mi uyandırıyor? Eğer vücudunuzdaki en ufak bir hissi bile ciddi bir hastalığın kanıtı olarak yorumluyor, sık sık doktora gidiyor ama "Bir şeyiniz yok" cevabı sizi tatmin etmiyorsa, sağlık kaygısı (hipokondriyazis) ile karşı karşıya olabilirsiniz. Bu durum, sadece "evham" yapmak değil, kişinin sağlığı hakkında sürekli ve yoğun bir endişe duyduğu, zihninin büyük bir kısmını bu düşüncelerin kapladığı ciddi bir kaygı bozukluğudur. İnternet çağının getirdiği "semptom arama" alışkanlığı ise bu korkuyu daha da besler. Neyse ki, bu kısır döngüden çıkmak ve zihninizi sağlık takıntılarından özgürleştirmek mümkün.
Sağlık Kaygısının İşaretleri
Vücut Tarama: Gün içinde sık sık nabzınızı kontrol etmek, cildinizde yeni bir leke var mı diye aynaya bakmak, herhangi bir ağrı veya sızıyı sürekli izlemek.
Sık Sık Doktora Gitme veya Kaçınma: Ya sürekli doktor doktor dolaşıp test yaptırırsınız ya da tam tersine, korkunuzdan doktora gitmekten kaçınırsınız.
İnternetten Sürekli Teşhis Koyma (Siberkondri): Hissettiğiniz her belirtiyi internetten araştırır ve en kötü olasılıklara odaklanırsınız. Basit bir kas ağrısı, araştırma sonucu sizde "nadir görülen bir nörolojik hastalık" şüphesine dönüşebilir.
Güvence Arayışı: "Sence ben iyi görünüyor muyum?", "Bu ağrı normal mi?" diyerek sürekli çevrenizdekilerden onay beklemek.
Felaketleştirme: En ufak bir fiziksel hissi, ölümcül bir hastalığın kesin kanıtı olarak yorumlamak.
Sağlık Kaygısıyla Baş Etmenin 5 Etkili Yolu
1. İnternet Tetkiklerine Sınır Koyun
İnternette semptom aramak, sağlık kaygısını beslemenin en kesin yoludur. Kendinize net bir kural koyun: "Semptomlarımı asla internetten araştırmayacağım." Bu kuralı delmek istediğinizde, kendinize bunun sadece kaygınızı daha da artırdığını ve sizi asla doğru sonuca ulaştırmadığını hatırlatın. Bunun yerine, kendinizi meşgul edecek bir aktiviteye yönelin.
2. "Güvence Arama" Davranışınızı Fark Edin ve Azaltın
Hem doktorunuza hem de çevrenizdekilere sürekli "Bir şeyim var mı?" diye sormak, kısa süreliğine rahatlatır gibi görünse de uzun vadede kaygınızı güçlendirir. Çünkü her seferinde dışarıdan bir onaya ihtiyaç duyduğunuzu pekiştirir. Bu davranışınızı yavaş yavaş azaltmaya çalışın. Aklınıza bir soru geldiğinde, kendinize "Bu, kaygımın bana söylettiği bir şey. Gerçek bir kanıta ihtiyacım yok" deyin.
3. Bedeninizi Dinlemeyi Bırakın, Dikkatinizi Dışarıya Yönlendirin
Sürekli içe dönük bir dikkatle bedeninizi taramak, normalde fark etmeyeceğiniz birçok fiziksel hissi (kalp atışı, bağırsak hareketleri, kas seğirmesi) abartılı bir şekilde fark etmenize neden olur. Dikkatinizi bedeninizden dış dünyaya kaydırmak için 5-4-3-2-1 yöntemini kullanın. Etrafınızda gördüğünüz 5 şeyi, dokunduğunuz 4 şeyi, duyduğunuz 3 sesi, kokladığınız 2 kokuyu ve tadını aldığınız 1 şeyi fark edin. Bu, zihninizi şimdiki ana ve gerçekliğe getirir.
4. Düşüncelerinizi Yeniden Çerçeveleyin: Kanıt Ara, Varsayım Değil
Zihniniz "Kalbim hızlı atıyor, kesin kalp krizi geçiriyorum!" dediğinde, bir dedektif gibi davranın ve bu düşünceyi sorgulayın:
Bu düşüncenin doğru olduğuna dair somut kanıtım nedir? (Cevap: Kalbimin hızlı atması.)
Bu durumun daha gerçekçi ve olası başka açıklamaları olabilir mi? (Cevap: Evet, az önce merdiven çıktım, kahve içtim, stresliyim veya heyecanlandım.)
Bu düşünceye inanmak bana ne hissettiriyor? (Cevap: Panik ve korku.)
Bu düşünceye inanmak yerine, daha dengeli bir düşünce ne olabilir? (Örn: "Kalbim hızlı atıyor çünkü biraz kaygılıyım. Bu, kaygının normal bir belirtisi ve geçecek.")
5. Belirsizliği Kabul Etmeyi Öğrenin ve Kontrolü Bırakın
Sağlık kaygısının temelinde, belirsizliğe tahammül edememe ve hayatı ve bedeni tamamen kontrol etme isteği yatar. Hayatın doğasında bir miktar belirsizlik olduğunu kabul etmek özgürleştiricidir. Hiçbir zaman %100 emin olamayacağımızı kabul etmek, "Ya olursa?" sorusunun cevapsız kalabileceğini kabullenmek, kaygının gücünü azaltır. Kendinize şunu söyleyin: "Şu anda iyi olduğumu kabul ediyorum. Gelecekte olabilecekler üzerinde kontrolüm yok ve bununla yaşamayı öğreniyorum."
Profesyonel Destek Alın
Sağlık kaygısı, tek başına aşılması zor bir döngüdür. Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), bu konuda son derece etkilidir. Bir terapist, olumsuz düşünce kalıplarınızı yeniden yapılandırmanıza, kaçınma ve güvence arama davranışlarınızı azaltmanıza yardımcı olur. Ayrıca, altta yatan genel kaygıyı yönetmek için mindfulness ve kabul terapileri de fayda sağlayabilir.
Unutmayın, bedeninizdeki hislerin çoğu zararsızdır ve günlük hayatın, stresin veya kaygının normal bir parçasıdır. Sağlık kaygısı, sizin zayıf olduğunuzu değil, sadece düşüncelerinizin sizi ele geçirdiğini gösterir. Bu düşünceleri fark etmek, onlara meydan okumak ve kontrolü yeniden elinize almak sizin elinizde. Kendinize karşı sabırlı olun ve bu yolculukta yalnız olmadığınızı unutmayın.



