top of page

Google'dan Teşhis Koymak: Sağlık Anksiyetesinin Dijital Çağdaki Yüzü

sağlık anksiyetesi

Hafif bir baş ağrınız var. İçinizden bir ses "Belki de sadece yoruldum" derken, bir diğeri "Ama ya beyin tümörüyse?" diye fısıldıyor. Bu ikinci ses o kadar güçlü ki, eliniz telefonunuza gidiyor ve arama çubuğuna "sürekli baş ağrısı nedenleri" yazıyorsunuz. Karşınıza çıkan listede yer alan "beyin kanaması" ve "beyin tümörü" ifadeleri, o andan itibaren içinize yerleşen bir korkunun tohumları oluyor. İşte bu, dijital çağın en yaygın kaygı tuzaklarından biri olan "siberkondri"nin başlangıç anıdır.


Siberkondri, kişinin sağlık durumu hakkında aşırı endişe duymak için interneti sık sık kullanması ve çıkan sonuçlar karşısında kaygısının katlanarak artması durumudur. Google, bu süreçte zararsız bir araç olmaktan çıkıp, sağlık anksiyetesini besleyen dev bir "envanter kaynağına" dönüşür. Peki, bu dijital teşhis makinesi kaygımızı nasıl bu kadar ustaca besliyor?


Sonsuz Bilgi Okyanusunda Kaybolmak

İnternet, bir uzmanın yıllar boyunca edindiği bilgiyi saniyeler içinde önünüze serer. Ancak bu bilgiler filtresiz, bağlamından kopuk ve kişiselleştirilmemiştir. Basit bir kas ağrısı ile başlayan arama, sizi nadir görülen nörolojik hastalıkların sayfalarına hızla taşıyabilir. Algoritmalar, en çok tıklanan ve dolayısıyla en korkutucu olan sonuçları öne çıkarır. Bu da, "olasılık" ile "olasılık dışı"nın birbirine karıştığı, felaket senaryolarının norm haline geldiği bir algı çarpıklığı yaratır.


Kısır Döngü: Arama, Endişe, Tekrar Arama

Siberkondri, klasik bir kısır döngüdür.

Hafif bir bedensel his → Google'da arama → Korkutucu sonuçlar → Artan kaygı ve bedensel belirtilerde şiddetlenme → Daha fazla arama yapma ihtiyacı.

Her arama, kişiyi geçici bir rahatlama vaadiyle tuzağa düşürür, ancak aslında kaygıyı daha da derinleştirir. Kişi, farkında olmadan, sadece korkularını doğrulayacak bilgileri aramaya ve diğer tüm olasılıkları görmezden gelmeye başlar. Bu, bir süre sonra klinik olarak "sağlık kaygısı" veya "hipokondriyazis" halini alabilir.


Dijital Çağda Sağlık Kaygısıyla Baş Etme Stratejileri

Bu dijital tuzaktan kurtulmak ve zihninizi özgürleştirmek için aşağıdaki stratejileri deneyebilirsiniz:


Dr. Google'a Danışmaya Bir Sınır Koyun: Kendinize net bir kural belirleyin: "Semptomlarımı asla internetten araştırmayacağım." Bu kuralı delmek istediğinizde, bunun sadece korkunuzu daha da büyüteceğini ve size hiçbir zaman kesin bir yanıt vermeyeceğini hatırlatın.


Bilgi Kaynaklarınızı Doğru Seçin: Genel arama motorları yerine, güvenilir ve resmi sağlık kuruluşlarının (örneğin, Sağlık Bakanlığı, tanınmış hastanelerin bilgilendirme sayfaları) web sitelerini kullanın. Ancak bunu yalnızca genel bilgi edinmek için yapın, kendi kendinize teşhis koymak için değil.


Bedeninizi Dinlemek Yerine, Dikkatinizi Dışarı Yönlendirin: Sürekli içe dönük bir dikkatle bedeninizi taramak, normalde fark etmeyeceğiniz her hissi abartılı bir tehdit olarak algılamanıza neden olur. Dikkatinizi bedeninizden dış dünyaya kaydırmak için 5-4-3-2-1 yöntemini kullanın: Etrafınızda gördüğünüz 5 şeyi, dokunduğunuz 4 şeyi, duyduğunuz 3 sesi, kokladığınız 2 kokuyu ve tadını aldığınız 1 şeyi fark edin.


Düşüncelerinizi Sorgulayın: Zihniniz "Kalbim çok hızlı atıyor, kalp krizi geçiriyorum!" dediğinde, bir dedektif gibi davranın ve bu düşünceyi sorgulayın: "Bunun daha gerçekçi ve olası başka açıklamaları olabilir mi? (Stres, kahve, yorgunluk gibi)". "Bu düşünceye inanmak bana ne hissettiriyor?"


Belirsizliği Kabul Edin ve Kontrolü Bırakın: Hiçbir zaman %100 emin olamayacağımızı kabul etmek, kaygının gücünü azaltır. Google bize yanlış bir kesinlik hissi verir. "Şu anda iyi olduğumu kabul ediyorum. Gelecekte olabilecekler üzerinde kontrolüm yok" demeyi öğrenin.


Unutmayın, internet sizin doktorunuz değildir. Gerçek bir teşhis ve güvence, ancak bir sağlık profesyoneli tarafından yüz yüze yapılan değerlendirme ile mümkündür. Eğer sağlık kaygınız hayat kalitenizi ciddi şekilde etkiliyorsa, bir psikolog veya psikiyatristten profesyonel destek almak, bu kısır döngüyü kırmanın en etkili yoludur. Zihniniz, Google'ın sonsuz bilgi labirentinde kaybolmak yerine, huzur bulmayı hak ediyor.

 

 
 

Klinik Psikolog Çağla Anar

caglaanar1@gmail.com

+90 538 336 60 48

  • Instagram
  • LinkedIn

Online Seanslar 

Hafta içi: 10:00 - 21:00​

Yüz Yüze Seanslar 

(İstanbul Maltepe-İdealtepe)

Perşembe: 16:00-21.00

Cumartesi: 11.00-19.00

(İstanbul Nişantaşı)

Pazar: 12.00-16.00

Terapi Gün ve Saatleri

© 2025 Klinik Psikolog Çağla Anar. Tüm Hakları Saklıdır.

bottom of page